Kendi yaklaşımımda, ameliyat öncesi analizin ayrıntılı bir şekilde yapılmasını; bu değerlendirmenin sonucunda, eğer kesin bir fayda sağlayacağı düşünülmüyorsa, açık rinoplasti kesisinin yapılmasının gereksiz olduğunu düşünüyorum. Ancak, daha iyi sonuçlar elde etmemizi sağlayacaksa da, bundan kaçınmamak gerektiği inancındayım. Burun yapısını açık bir şekilde ortaya koyduğu için her burun ameliyatının açık teknikle yapılması gerektiği görüşüne, katılmıyorum. Burnun iskelet ve kıkırdak yapısı – hastanın daha önce ameliyat geçirmemişse- ameliyat öncesi değerlendirmede, yalnızca muayene ile büyük ölçüde ortaya konulabilir. Bu yüzden, açık rinoplasti tekniğini gerektirecek bir müdahale planlanmamışsa, burun cildinin tamamen kaldırılmasına gerek olmadığı düşüncesinden yanayım.
Bunun yanında, burnun iskelet yapısını, üzerindeki ciltten çok da ayrı düşünmemek gerekir. Bence, açık rinoplasti tekniğinin en önemli dezavantajlarından biri, burun cildi ile iskelet yapısı arasındaki ilişkinin ameliyat sırasında bozulmasıdır. Bu, ameliyat sırasında şekillendirilen iskelet yapının, üzerine burun cildi oturduğunda nasıl görüneceğini kestirmemizi zorlaştırır. Bunun yanında, cildin iskelet yapıdan tamamen ayrılması ameliyat sonrası iyileşme dönemini yavaşlatabilir ve ödemin geçme süresini uzatabilir.
Bunun yanında, açık rinoplasti tekniğini kullanmanın çok uygun ve hatta elzem olduğu durumlar da vardır. Başta burun ucuna yapılan müdahaleler ve aşırı septum eğriliklerinde kullanılan yöntemler olmak üzere, rinoplasti ameliyatlarında uygulanan işlemlerin azımsanamayacak bir kısmı, açık teknikle daha rahat gerçekleştirilmektedir. Bu işlemlerin uygulanması gerekli görüldüğünde, açık rinoplasti tekniğinin uygulanmasından sakınmamak gerekir. hastanın daha önce burun ameliyatı geçirmiş olması, daha önceki ameliyatlarda uygulanan işlemlerin değerlendirilmesinin daha kolay olması nedeniyle, açık tekniği tercih etmek bir neden olabilir.